Şeyma Subaşı yazdı: Sayfaları çevirirken dahil olmak istediğimiz o bahçe: Hoşça Kal Vardiyası |
Hatice Nisan, son zamanlarda kitabını merakla beklediğim bir şair, bir dost. Bazen çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığım yazıların sonunda bundan bahsetmiştim bile. Ve sonunda geçtiğimiz nisan ayında bu haber geldi: Hoşça Kal Vardiyası adlı kitabı, Mahal Yayınları’nın Serkan Türk’ün dizi editörlüğünü yaptığı Bordo serisinden çıktı. Doğrusu, serinin gelecek kitaplarını da merak etmedim değil. Serkan Türk, genel olarak edebiyata, özelde ise çağdaş edebiyatımıza kafa yoran kıymetli bir yazar.
Hoşça Kal Vardiyası, aslında bir roman yazmama vesile olan bir şiiri barındırıyor içinde. Elbette yalnızca tek bir şiir değil; Hatice Nisan’ın, takip etmeye başladığım ilk günlerden bugüne birçok şiirinin bende ayrı bir yeri var. Eserin şimdiden edebiyat dünyasında yankı uyandırdığını görmek ise fevkalade sevindirici.
Herkes Kadar Tanıdık, Herkes Kadar Mutlu
Eserin başındaki “Dağların Ardı, Kapıların Arkası” yazısı, şairin poetik dünyasına, hayata, edebiyata ve şiire bakışına dair güçlü ipuçları veriyor. Şiire, edebiyatın gücüne ve bir şiirin doğuş anına dair düşünen bir şairin iç sesi yer alıyor burada. İsmail Karakurt’un Hatice Nisan şiiri hakkındaki bir yorumuna katılıyorum: “Tabiatın ve gündelik hayatın yüzüne dönük bir şair.”
Son zamanlarda yazmak-yaşamak ikilemi üzerine sıkça düşünüyorum. Şair ya da yazar bazen şöyle söylüyor —ki bu ifade benim bir şiirimden........