Eski dünya düzeninin yasını tutamayacağım |
2025 yılı dünyada bir dönemin kapanmakta olduğu tartışmasının bittiği yıl oldu. Küresel düzenlerin oluşması da değişmesi zaman alır. 1980’lerde yerleşik hale gelen neoliberal küreselleşme döneminin dikişleri 2008 krizinde atmış, Covid pandemisi, Ukrayna’da ve Filistin’deki savaşlar eski düzenin yama tutmayacağı göstermişti. ABD Başkanı Trump’ın ikinci dönemindeki uygulamaları ise tabuttaki son çivi oldu.
Eski küresel düzenin yıkılması yeni düzenin ise henüz şekillenmemiş olması herkesi kurallarını bilmediği bir oyunu oynamak zorunda bıraktı. Bu durumun yarattığı belirsizlikler ve riskler 2026 yılına tedirginlikle bakılmasına yol açıyor. Ama ben o fikirde değilim. Çünkü eskinin yıkılması yerine daha iyi bir şey koyma fırsatı demek.
Eski küresel düzen ne dünyanın ortak iradesinin ürünüydü ne de tam anlamıyla bir düzendi. İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan ülkelerin damgasını taşıyordu. Dünyanın geri kalan ülkelerinin dünyanın nasıl yönetileceği konusunda pek söz hakkı yoktu. Söz sahibi olan ülkelerde de politika sadece belli ayrıcalıklı sınıfların çıkarları doğrultusunda şekilleniyordu.
Sistem hem ülkelerin kendi içlerinde hem de ülkeler arasında ekonomik ve toplumsal kırılganlıklar yarattı. Büyüyen eşitsizlik ve adaletsizliğin sonucu krizler, göç dalgaları, güç mücadelesi, demokratik zafiyet, aşırı siyasi uçların güçlenmesi oldu. Öyle ki bu sorunlar artık taşınamaz hale geldi. 2025’te bununla yüzleştik.
Küresel düzenin yeni hatları........