Cinsiyet eşitliğinin jeopolitiği: Çin, ABD ve AB’de kadın politikaları
Özgürlüğün bireysel haklar açısından ele alındığı ABD modelinde “girişimci kadın”, devletçi ekonomik kalkınmayı benimseyen Çin modelinde “üreten kadın”, ilkeler ve değerler üzerinden giden Avrupa’da ise “eşit yurttaş” modeli öne çıkıyor.
Otuz yıl önce Pekin’de toplanan BM Kadın Konferansı, “kadınların her alanda güçlenmesinin kalkınmanın önkoşulu” olduğunu ilan etmişti. Bu hafta yine Pekin’de, aynı başlık altında bir zirve toplandı. Aradan geçen otuz yılda kadınların eşitliğine baktığımızda çok şey değişti ama bazı şeyler de aynı kaldı!
BM Genel Sekreteri açılış konuşmasında kadın haklarının insan hakları olduğunu vurguladı. Unutmayalım ki her kriz kadınları daha fazla vurur. Küresel gerilimler, savaşlar, göçler ve iklim değişikliği kadınların haklarını daha da kırılgan hale getiriyor.
ABD, AB ve Çin kadın politikalarında da birbirinden ayrılıyor.
ABD’de girişimcilik ve demokrasi öne çıkıyor. Kadınların bireysel özgürlüklerinin yasal güvence altına alınması önemli. Feminist hareket tarihsel olarak güçlü ve etkili. Buna karşılık kadın-erkek eşitsizliği birçok alanda sürüyor. Bu eşitsizlik azalmak yerine artabilir de. Çünkü ABD Başkanı Trump yönetiminde muhafazakâr tabanın taleplerine uygun olarak önceki yönetimlerin politikalarından geri adım atılıyor. Kadın hakları evrensel bir değer olarak değil, ulusal çıkarın bir unsuru olarak ele alınır oldu. 2022’de kürtaj hakkının eyaletlere bırakılması cinsel haklar ve bedensel özerklik konularında yeni tartışmalar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar