Ayşe hâlâ tatilde

Kendi göbeğimizi kendimiz keselim. KKTC ile ilişki kuracak ülkeler için Tayvan modeli ya da benzeri bir yapı kurulabilir. Türkiye, KKTC’nin tanımasını diyalog kurabildiği tüm ortaklıklarda tartışmaya açabilir. Türkiye gerek mal gerekse enerji taşımacılığı için gerçekleştirilecek projelerin merkezinde. Projelere KKTC de dahil edilebilir.

Kıbrıs adası stratejik konu­mu nedeniyle tarih boyun­ca büyük öneme sahip oldu. Kıbrıs, 1571’de Osmanlı Devleti tarafından fethedildi ve üç asır­dan fazla Osmanlı toprağı oldu. 93 Harbi sonrası Osmanlı, 1878 Ber­lin Antlaşması’yla adanın ken­dinde kalmasını ama idari yöneti­minin İngiltere’ye bırakılmasını kabul etti. I. Dünya Savaşı’nda İn­giltere ve müttefiklerine karşı ye­nilgi sonrası İngiltere, 5 Kasım 1914’te Ada'yı ilhak etti. Lozan Barış Antlaşması’yla da Kıbrıs, İngilizlere bırakılmak zorunda kalındı.

1950’li yılların başında Rum mi­lislerin İngiliz yönetimine giriştiği eylemlerle başlayan süreç, Türkiye ve Yunanistan’ı sorunun içerisine çekti ve 1959 yılında Kıbrıs Devleti kuruldu. Kıbrıs’ta oluşturulan ana­yasal düzeni bozmaya yönelik her­hangi bir girişime karşı Türkiye, Yu­nanistan ve İngiltere’ye müdahale yetkisi verildi.

Devlet kurulması Rumlara yet­medi. Rumlar, yeni devletin ilk Cumhurbaşkanı Makarios öncülü­ğünde kurulan EOKA (Kıbrıs Millî Mücadele Örgütü) adlı örgüt va­sıtasıyla Yunanistan ile birleşme amaçlarını (Enosis) eyleme dök­tüler. Türklere yönelik saldırılara başladılar.

Rumların 1963 yılının aralık ayında düzenlediği saldırı, tarihe “Kanlı Noel” adıyla geçti. Yüzlerce soydaşımız katledildi. BM’nin dev­reye girmesi bile Rum saldırılarını durduramadı. Bunun üzerine Tür­kiye müdahale hazırlığına başladı. Ancak siyasi tarihimizde ders al­maktan bıkmayacağımız meşhur mektup olayıyla karşılaştık. ABD Başkanı Johnson mektupta müda­hale durumunda Türkiye için NA­TO’nun 5’inci Maddesi’nin işletil­meyeceğini yazıyordu.

Mektup, Rumları daha da cesa­retlendirdi. Albay Nikos Sampson, ‘Enosis’in gerçekleştirilmesini hız­landırmak için 15 Temmuz 1974 ta­rihinde bir darbe yaptı. Bu­nun üzerine Türki­ye, 20Temmuz günü, adaya barış getirmek için garantör hakkını kullandı ve çıkarma başla­dı. İlk harekât BM talebiyle iki gün sonra durduruldu. Temmuz ayının sonunda başlayan Cenevre görüş­meleri sonuçsuz kalınca harekatın ikinci bölümü, 14 Ağustos’ta “Ayşe tatile çıksın” parolası ile başlatıldı. Harekâtlar sayesinde Kıbrıs’ın bu­günkü yapısı ortaya çıkarıldı. So­nuçta Türkler ve Rumlar için barı­şın sürekli hale gelmesi sağlandı.

Bu süreçte 1964 mektubu, 1975 ambargoları, Annan Planı gibi bir­çok badireler atlatıldı. En can yaka­nı ise gerek Türkiye içerisinde ge­rekse KKTC’de bulunan “verelim........

© Dünya