Amerikan başkanlık seçimleri, sosyal medya ve popüler kültür

Amerikan Başkanlık seçimlerine sayılı günler kala mevcut başkan Biden’ın adaylıktan çekildiği ve Kamala Harris’in Demokrat Parti adına yarışı devraldığı çalkantılı günlerden geçildi. Seçime bu kadar az bir zaman kala gelen bu hamle “dere geçerken at değiştirilmez” atasözümüze biraz ters ama görünen o ki Demokrat Parti’ye yakın Amerikan kamuoyu bu değişiklikten oldukça memnun ve hatta dereyi geçebilmenin şimdi daha rahat olduğunu düşünüyor.

Özellikle Biden’ın yaşı ve sağlık durumu ile ilgili negatif söylemlerin gölgesinde zor anlar geçiren Demokratlar, Biden hala yarıştayken yapılan anketlerde 30 yaş altındaki seçmenlerin ’sinin onun başkan adaylığına asla sıcak bakmadığı sonucuna ulaşmışlardı. Genç seçmenin oy verme davranışını etkilemeleri neredeyse imkânsız gibi görünürken gelen bu değişiklik, sadece adayı değil iletişim kampanyalarının tonunu, tarzını ve kanallarını da önemli ölçüde değiştirdi.

Harris’in iletişim ekibi, Biden nedeniyle siyasetten uzaklaşan genç seçmenleri etkileyebilmek ve Harris hakkında olumlu bir hava oluşturabilmek için daha önce deneyimlenmemiş şekilde sosyal medyada fırtınalar estiren bir süreci başlattı.

Kamala Harris'in kampanyası, yalnızca yaygın ilgi çekmekle kalmıyor aynı zamanda modern siyasi kampanyalarda dijital platformlar ve etkileyici ortaklıkları aracılığıyla seçmenlerle nasıl etkili bir şekilde etkileşim kurabileceğinin de başlıca bir örneği olarak hizmet ediyor.

İletişim kampanyasını özgün kılan ilk unsur, çevikliğe ve anlık gündeme çok iyi odaklanması. Z Kuşağı........

© Dünya