Haber kanalarında ve gazetelerde yer verilen başlıklara baktığınızda, son 1 yıldır en çok vurgulanan söylem III. Dünya Savaşı’nın yaklaştığıdır. Bugün mü çıkacak yarın mı çıkacak? Taraflar kim olacak? İlk kıvılcım nerede olacak gibi sorular ve bunun üzerine saatlerce yapılan yorumlar hep kulaklarımızda. Şunu açık ve net bir şekilde hep söyledim, söylüyorum ve yine söyleyeceğim. Bugünün dünyasında III. Dünya Savaşı’nın asla çıkma şansı yoktur.
1. Dünya Harbi’nin öncesinde baktığımızda, Otto von Bismarck’ın attığı temellerle büyüyen Almanya, demir ve kan felsefesinin var etmiş olduğu ekosistem ile diğer ülkeler için bir tehdit haline gelmeye başlamıştı. Metternich düzeninin çökmesiyle oluşan bu ekosistem, aslında sistemsizliğin bir tarifiydi.
Bu güç mücadelesi farklı sebeplerden birçok ülkeyi keskin hatlarla birbirinden ayırmış ve kamplaştırmıştı. Bu tabirin altını bir kez daha çiziyorum ‘birçok farklı ülkeyi keskin hatlarla birbirinden ayırıp kamplaştırmıştı’. Dünya savaşı için yeterli mi? Hayır. O kampların içinde buluşan ülkelerde birbirleriyle neredeyse birçok noktada mutabık ve büyük ortak çıkarlar üzerinde hemfikir hale gelmişlerdi. Kısacası, savaşın takımları, amaçları, hedefleri, inandıkları ve inanmadıkları çok netti.
Gelelim II. Dünya Savaşı’na... Burada da durum farklı değildi. Hatta artık iş sadece Avrupa bazlı olmaktan çıkmış Pasifik’e kadar sıçramıştı.........