Üniversite yıllarımda, Amerikan siyaseti ve tarihi okumaya karar verdiğimden beri ABD seçimleri benim için mesleğimin en keyifli dönemleri olmuştur. Okuduklarımı icra etmek, analizlerini yapmak bana hep keyif vermiştir. Hele ki seçim sürecindeki o başkanların münazaraları, en keyifli kısım da odur.
İlk televizyon münazarası Richard Nixon ve John F. Kennedy arasında 1960 senesinde olmuştu. Efsane bir gece. Nixon’un önde götürdüğü seçimleri o geceki performans ve duruşuyla Kennedy söktü aldı. O münazara dahil yaşımın yettiklerini canlı, yetmediklerini banttan defalarca seyrettim. Hepsi ayrı enteresan, hepsi ayrı keyifliydi.
Geçen gecekini canlı ve banttan toplam 4 kere seyrettim ve netice aynı. Konsantre olamıyorum, konuları dinleyemiyorum, anlayamıyorum. Neden mi? Trump’ın dudak hareketleri ve “En güzel benim” duruşuna bakmaktan, Biden’ın kelimelerinin arasında kaybolmaktan konuları dinleyemedim bile.
O münâzara, ABD tarihinin bence en keyifsiz ve düşündürücü münazarasıydı. “Trump kazandı” diyenlere söyleyeyim, Trump çok kötüydü. Hem de çok. Sadece karşısında biri olmadığı için mecburen kazanan dendi. Yoksa Biden resmen çökmüştü. Bunu yeniymiş gibi değerlendirenlere........