Konut kredisi sistemi niye artık eskisi gibi çalışmıyor

Son on yıla baktığımda konut piyasasında hep aynı kelimelerin etrafında dolaştığımızı gö­rüyorum. Fiyat yükseldi. Maliyet arttı. Faiz bas­kısı ağırlaştı. Ama bütün bunların gerisinde da­ha sessiz bir kopuş var. Asıl değişim kredi siste­minin gücünü kaybetmesi.

Bugünkü tabloyu sadece fiyatla değil, kre­dinin nasıl gerilediğiyle anlamak gerekiyor.

TCMB Konut Fiyat Endeksi verilerine baktı­ğımızda 2015’te 100m2 ortalama bir ev 206 bin liraydı. Bugün 4,25 milyon liraya dayandı. Artı­şın büyüklüğü ortada. Fakat fiyat kendi başına hikayenin tamamını anlatmıyor. Aynı dönemde Bankalar Birliği verilerinden gördüğümüz orta­lama kredi kullanımı 106 bin liradan 1,25 mil­yon liraya çıksa bile fiyatın hızına yetişemedi. Aradaki açıklık büyüdü. Kullanılabilir kredi ta­vanı fiyatın çok altında kalıyor. Peşinatlar bü­yüyor. Aile birikimi devreye giriyor. Tasarruf finansmanı ve aşamalı konut edinimi gibi mo­deller daha yaygın hale geliyor. Bunlar tercihten çok zorunluluk.

Kredi değer oranı bu dönüşümün en açık gös­tergesi. 2015 ile 2020 arasında oran G ile 62 arasında gidip geldi. Yani evin yarısına yakın kısmını banka üstleniyordu. 2021 sonrasın­da düzen bambaşka bir yere savruldu. 2022’de oran 3’e, 2023’te 1’e, 2024’te &’ya in­di. 2025’te ufak bir toparlanma var ama anlamlı değil. Artık konutun finansmanı aile tasarrufu­na, alternatif sistemlere ve proje bazlı çözümle­re kaymış durumda.

Bir noktayı da netleştirmek gerekiyor. Kredi mekanizması tamamen ortadan........

© Dünya