Konu hakkında ilk kez 5 yıl öncesinde bir yazı yazmıştım. Devamında, İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki bir konferansta konuyu sunma imkanımız olmuştu.
Aslında konu hakkında ilk düşüncemiz çok daha eskilere dayalı. 2009 yılıydı sanırım, o dönem var olan İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası ile konut fiyat endekslerine dayalı türev ürünler olabilir mi sorusuna yanıt aramıştık.
Şikago Emtia Borsası’nda (S&P Case-Shiller konut fiyatlarına dayalı kontratlar) benzeri vardı çünkü. Belki de o zamanlar bizim için doğru zamanlar değildi ya da biz zamanın ilerisinde kalmıştık…… Bu konuyu yeniden gündeme getirmek istememdeki en büyük neden, 3 hafta önceki yazımda saklı aslında. Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliği ve yatırımcı sayısı hızla artarken, gayrimenkul piyasalarının daha yoğun şekilde sermaye piyasaları ile buluşması gerekiyor. Ürünlerin farklılaşması gerekiyor.
Gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarına ilişkin gelişmelerin yaşanmaya başlandığı ülkemizde henüz resmi olarak uygulama alanı “Gayrimenkule Dayalı Opsiyon Kontratları” tam anlamıyla alıcı ve satıcının ihtiyaçlarına yanıt üreterek, alım-satım sürecine ilişkin doğabilecek sorunların çözümü için de uygun bir finansal araç.
Geleneksel bir gayrimenkul alım-satım sürecinde, satıcının pazara sürmüş olduğu mülke ilişkin çok sayıda alıcı talepte bulunabilir ve mülk sahibi içlerinden biri ile anlaşıp belirli bir fiyat üzerinde uzlaşarak süreci sonlandırabilir. Burada her iki tarafın ortak bir noktada uzlaştığı varsayılmakla birlikte, satıcının amacı ilgili mülkü olabildiğince yüksek fiyattan........