Geçim ücreti mi, sistem açığını kapatan bir araç mı? |
Türkiye’de asgari ücret tartışması her yıl aynı soruyla başlıyor: “Bu ücretle geçinilir mi?”
Bugün bu soruya net bir “evet” demek de zor, “hayır” demek de tek başına yeterli değil. Çünkü Türkiye’de asgari ücret artık yalnızca bir ücret değildir; sosyal politikanın, gelir dağılımının ve hayat pahalılığıyla mücadelenin yükünü taşıyan bir araca dönüşmüş durumdadır.
1 Ocak 2025 itibarıyla yüzde 30 artışla 22.104 TL olarak belirlenen asgari ücret, rakamsal olarak artmış görünse de; kira, gıda, ulaşım ve enerji fiyatları karşısında hızla erimektedir.
Bu nedenle bugün asgari ücretle çalışan milyonlarca kişinin “geçinemiyoruz” itirazı bir algı değil, yaşanan bir hayat gerçeğidir. Burada sorun, asgari ücretlinin yüksek ücret talep etmesi değildir. Sorun, asgari ücretin tek başına bir geçim politikasına dönüştürülmüş olmasıdır.
Asgari ücret;
* İnsan onuruna yakışır bir yaşam için en alt sınırdır,
* Çalışanı aşırı düşük ücrete karşı korur,
* Çalışarak yoksullaşmayı engellemeyi amaçlar.
Ancak asgari ücret;
* Ortalama ücret değildir,
* Tüm ücret sisteminin referansı değildir,
* Sosyal devletin yerine geçecek bir araç değildir.
Türkiye’de yaşanan temel problem, asgari ücretin olması gerekenden çok daha fazla sorumluluk yüklenmiş olmasıdır.
Türkiye’de uzun süredir hâkim olan refleks şudur: Hayat pahalıysa, çözüm asgari ücret artışıdır.
Bu........