Koyun can, kasap et derdinde.” Çiftçi umutsuz, canının derdinde, sanayici endişeli kazancının derdinde. Yıllardır seçimler gibi çeşitli nedenlerle dünya ortalamalarından yüksek açıklanan tarımsal fiyatlar, riskli ihracat/ithalat uygulamaları/ yanlış kullanılan regülasyon/destekleme araçlarıyla gelinen noktada uluslararası pazarlarda Türk tarımının “istikrarlı tedarikçi” algısı yok olmak üzere.
İçeride dökülen saçılan tarımsal ürünlerle ilgili “sorun yok/her şey yolunda algısı” azalan ihracatla, 2025’in tarım ve gıda açısından daha da zorlu geçeceğinin sinyali.
2025 yılı tarımını bekleyen; “azalan çiftçi gelirleri, üretimde planlı dönemin zorlukları, kapanan gıda fabrikaları/işçi çıkarmaları, hayvan çiftliklerinde düşürülen kapasite, azalan ihracat, düşen gıda harcamaları, verim kayıpları, iklim felaketi” gibi onlarca sorun 2025 tarım sektörünün kara bulutları olacak. Küresel tarım devleri işçi çıkarmaya kapasite düşürmeye başladı bile. Türkiye sahip olduğu “seracılık/un üretimi/kabuklu yemişler/yaş sebze meyve” gibi tarımsal alanlardaki uzmanlıklarını/ ihracat liderliklerini kaybedebilir. Son yıllarda birçok stratejik adım atan Tarım ve Orman Bakanlığı geçmişten miras yanlış politikaların sonuçlarıyla mücadele ederken, 2025’te dayanıklılık testinden geçecek.
Kanada Demiryolunda grevler başladı, gübre........