Maliyet enflasyonuyla mücadele

UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist - Bankacı

Yapısal dönüşüm sağlanana kadar enflasyonla mücadele etmek ve arz yönlü politikalarla alım gücü düşen kitleleri rahatlatmak şart. Temel hedef, ekonomik aktiviteyi yavaşlatmadan, vatandaşların alım gücünü düşürmeden fiyat istikrarını sağlamak olmalıdır. Maruz kaldığımız maliyetten kurtulmaya yönelik daha kısa vadeli beş ana politika…

Geçtiğimiz haftalarda maruz kaldığımız enflasyonun kur tabanlı bir maliyet enf­lasyonu olduğunu söylemiş, yapı­sal bir sorun olan bu durumun çö­zülmesi için uzun vadeli politika­lardan bahsetmiştim. Kura duyarlı ithalata dayalı üretim modelinden kurtulmak için atılması gereken uzun vadeli stratejik adımları izah etmeye çalışmıştık.

Bu yazımızda ise maruz kaldığı­mız bu maliyetten kurtulmaya yö­nelik daha kısa vadeli politikalar üzerinde duracağız. Çünkü yapısal dönüşüm sağlanana kadar enflas­yonla mücadele etmek ve arz yönlü politikalarla alım gücü düşen kitle­leri rahatlatmak şart.

Türkiye ekonomisindeki enflas­yonun girdi maliyetlerindeki artı­şa (enerji, ithal hammadde, döviz kuru) dayalı bir maliyet enflasyonu olarak teşhis edilmesi durumun­da, geleneksel talep daraltıcı (faiz artışı) yöntemler yerine, arz şok­larını hafifletmeye ve üretim ma­liyetlerini düşürmeye odaklanan çok yönlü bir strateji benimsenme­si gerekir.

Temel hedef, ekonomik aktivi­teyi yavaşlatmadan, vatandaşların alım gücünü düşürmeden fiyat is­tikrarını sağlamaktır.

Önce maliyet enflasyonunu kay­naklarına göre ayırarak beş ana po­litikada yoğunlaşacağız.

1 Döviz kuru istikrarı ve ithalat maliyetlerinin yönetimi

Maliyet enflasyonunun en bü­yük kaynağı, TL'nin değer kaybı­nın ithal girdi maliyetlerini artır­masıdır (geçişkenlik etkisi).

● Hedging (kur riskinden korunma) mekanizması: İtha­lat yapan ve ihracat geliri olma­yan stratejik sektörler için, belirli bir süre boyunca sabit kurdan (ve­ya daha düşük bir volatiliteden) forward sözleşmeleri yapılması­na olanak tanıyan devlet destekli bir kur riskinden korunma prog­ramı (hedging) uygulanması, üre­tim planlamasında maliyet belir­sizliğini azaltır. Burada amaç, üre­ticilerin, kurun yükselmesinden kaynaklanan maliyet artışı riskini ortadan kaldırarak, ürün fiyatları­na (enflasyona) kurdaki oynaklığı yansıtmalarını engellemektir. Bu politika maliyet enflasyonunu doğ­rudan kırmayı hedefler. Kur sabit­leme mekanizması (kısa vadeli kur kalkanı), stratejik üreticilerin ve temel gıda üreticilerinin belirli bir dönem (3 ila 12 ay) boyunca öde­yecekleri ithal girdi maliyetlerini (döviz cinsinden) bugünden sabit­lemelerini sağlar.

Sistem kur korumalı mevdu­at uygulaması ile karşılaştırılma­malıdır. KKM'nin (Kur Koruma­lı Mevduat) temel amacı, Türk li­rasının döviz karşısındaki değer kaybını durdurmak ve tasarruf sa­hiplerini döviz alımından vazgeçi­rerek Türk lirası........

© Dünya