Sanatın iyileştirici gücüne tutunmak

Sanat şifalıdır derler. Şarkı söylerken, dans ederken, resim yaparken, yemek yaparken hem bedenimizi hem de zihnimizi aktif bir şekilde kul­lanmamız gerekir. Yaratıcılığı kullanmayı gerekti­ren aktiviteler, stresi azaltır, kişilerarası iletişimi kuvvetlendirmeye yardımcı olur. Yapılan araştır­malar, kendini sanat yoluyla ifade etmenin, dep­resyona, anksiyeteye iyi geldiğini gösteriyormuş.

Bugünlerde ruh sağlığı iyi olan var mı? Duyduk­larımız, izlediklerimiz, şahit olduklarımız karşı­sında nasıl tepki vereceğimizi bilmiyoruz. Üzgü­nüz, kızgınız, mutsuzuz, kaygılıyız, çaresiziz…

İşte bu noktada hepimize iyi gelecek şeylere yö­nelme vakti. Korkularımızı, kaygılarımızı azalta­cak en iyi ilaç kuşkusuz sanat olacaktır. Sanatsal faaliyetlerin artırılması şu dönemde çok daha an­lamlı. Bu konuyu ana gündemlerine alan kentler, kurumlar var. Bu kentlerden biri de Gaziantep. As­rın felaketi diye adlandırılan 6 Şubat depreminde yaraların sarılmasında sanatın iyileştirici gücüne başvuranların olumlu sonuçlar aldığını net bir şe­kilde görüyoruz. Gaziantep’in kurum ve yetkilileri kentte çok sayıda kültür-sanat odaklı programlar yapma gayretinde.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Bü­yükşehir Belediyesi iş birliğinde geçen ay düzen­lenen GastroAntep Kültür Yolu Festivali, mutfak ve kültürel zenginliğiyle bu yıl da dolu dolu geçti. 16 ilde düzenlenen festivallerin en ilgi göreninin şimdiden Gaziantep olduğunu söylesek yanlış ol­maz diye düşünüyorum.

Gaziantep’in tarihi ve kültürel dokusuyla har­manlanan konserleri, sergileri ve tiyatro oyunla­rıyla festivalin kültürel zenginliği gözler önüne serildi. Festival boyunca 50........

© Dünya