Bir önceki yazımda şirketlerimizin haklarında kitaplar yazılan, yönetim tarzları tüm dünyada pazarlanan uluslararası dev şirketleri örnek almak yerine, kendilerine özgü yönetim modelleri oluşturmalarını tavsiye etmiştim.
Çünkü ülkemizdeki şirketlerin yüzde 99’u, küresel ölçekte küçük şirketler. Dev şirketlerin kültürü, organizasyonu, kaynakları ve yapıları ise çok ama çok farklı. O dev firmaları örnek alıp, onların prensiplerini uygulayan ve başarısız olan nice firma tanıdım.
Bir önceki yazının son paragrafında, illa örnek alacaksanız, Hermann Simon’un “gizli şampiyonlar” olarak tabir ettiği şirketleri örnek alın demiştim. Onlar daha gerçekçi, daha yakın örnekler olacaktır diye eklemiştim.
Gizli şampiyonlar, kendi sektörlerinde lider konumda olan ancak kamuoyunda fazla tanınmayan orta ölçekli şirketlerdir, yani çalışan sayıları ve ciroları büyük çok uluslu şirketlere kıyasla daha düşüktür. Bu şirketler, niş pazarlarda faaliyet gösterirler. Genellikle büyük ve geniş pazarlara hitap etmek yerine, dar bir alanda derinlemesine uzmanlaşmışlardır.
Genellikle inovasyon, kalite ve müşteri odaklılık gibi özelliklerle ön plana çıkarlar. Ar-Ge’ye yaptıkları yatırımlar, onların piyasa lideri........