Yapay zekâ konusunda kim haklı?

Teknoloji şirketlerinin yatırımların geri dönüş hesabı konusunda, bu yılın veya gelecek yılın bilançolarına bakarak fikir sahibi olmak mümkün değil. Yapay zekânın, asıl dönüşüm ve değer yaratımını sağlayabileceği evreye henüz girmiş değiliz. Kazananlar ve kaybedenler olacak ve görünen o ki iki tarafta da tutarlar yüksek olacak.

Yapay zekanın yaratacağı dö­nüşümün ilk evresinde balon oluşumu söylemleri, piyasaların spekülatif söylemlere hassasiyeti­ni mi gösteriyor yoksa dönüşümün sonuçları konusunda iyimser ol­madığını mı?

Yapay zekâ rallisi şu ana dek iki ana yara aldı. İlki, Çinli Deepse­ek’in farklı öğrenme yöntemleri kullanarak çok daha sınırlı bir do­nanımla ve düşük maliyetle, ABD menşeli rakipleri ile yarışabilecek bir dil modeli geliştirebilmesinin yarattığı şoktu. Muhteşem yedili­nin yaptığı devasa yatırımlara ih­tiyaç duymayan, daha becerikli rakipler etkili sonuçlar elde ede­biliyorsa, Nasdaq’ı ayakta tutan değerlemelerin altı boş muydu?

Wall Street yapay zekâ yatırım­larının geri dönüşünü aylarca sor­guladı. İkinci şok ise teknoloji şir­ketlerinin veri merkezleri altya­pısı sunan yatırım ve finansman sağlama dalgası ile geldi. Analist­ler trilyonlarca doları bulan yatı­rım açıklamalarının teknoloji şir­ketlerinin nakit akışları ile nasıl finanse edileceğini sorgulamaya başlarken, ilk tepki bu şirketlerin veri merkezi ihtiyaçlarını karşı­layacaklarını ilan ettikleri küçük şirketlerin değerlemelerinde his­sedildi. OpenAI’dan birkaç haf­ta boyunca gelen, astronomik ra­kamlara ulaşan hizmet alımını ve bazı altyapı sağlayıcılara yatırım yapılmasını içeren açıklamalar pi­yasa yorumcularının ‘aşırı yatırım ve düşük getiri tuzağı’ endişelerine yol açtı. Google’ın Gemini3 mode­linin lansmanı, rekabet yoluyla dil modellerinde karlılıkların sınırla­nacağı düşüncesini de manşetlere taşıyarak endişeleri artırdı.

Yılın sonuna geldiğimizde ya­pay zekâ yatırım temasında piyasa oyuncuları arasında iki farklı gö­rüşün mücadelesi sürüyor. Tema etrafında balon oluştuğunu düşü­nenler (örneğin JPMorgan’dan Ja­mie Dimon, Michael Burry), aşırı yatırım, aşırı değerleme, aşırı po­zisyonlanma ve kaldıraç kullanımı gibi klasik balon oluşum........

© Dünya