Geçtiğimiz hafta Bakan Mehmet Şimşek’in istifa ettiği yönündeki dezenformasyon, öncelikli olarak ülke ekonomisinin istikrarını zedelemek için ortaya atılmış bir nifaktır diyebilirim.
Kitlelerin davranışlarını anlık bilgilerle manipüle etme yetisine sahip olduğu için çağımızın vebası diyebiliriz dezenformasyon için. Geleneksel medyada haberciliğin en önemli ilkelerinden biri teyit etme zorunluluğudur. Günümüzde ise, sosyal medyayla bir anda servis edilebilen ve kural tanımaz haberler zinciri bir iftira kampanyasına bile dönüşebiliyor maalesef.
Bu tip bir dezenformasyon, sosyal medyadaki algoritmaların da desteğiyle günümüzde ülkelerin yönetimini bile tehdit edebiliyor. Ülkemizde de iç ya da dış ekonomik gelişmelere bağlı olarak döviz kurları üzerinde ya da her piyasada olduğu gibi hisse manipülasyonuyla kendini sık sık göstermekte olan sosyal medya dezenformasyonu; 3 gün önce T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek’in istifa ettiği iddiasıyla baş gösterdi.
Bu dezenformasyon borsa başta olmak üzere döviz kuru üzerinde de negatif bir baskı yarattı. Gerek döviz kuru gerekse de borsa üzerindeki eğilimin çıkış noktası sadece bu asılsız iddia olmamakla beraber, yine sosyal medya özelinde verilen tepkiler ve konunun oradan da geleneksel medyaya sirayet etmesiyle olumsuz bir eğilim başlatma olasılığı da yükselmiş oldu. Dolayısıyla, önce DMM, ardından ise Bakan Şimşek asılsız olan bu iddiaları sosyal medya paylaşımıyla yalanlanmak durumunda kaldı.
Hafta sonunda ise SPK tarafından “Kurulumuzca;........