Gazze ve yeşeren umutlar
Kuzey Gazze yolu, mahşeri kalabalığı andırıyordu. On binlerce insan yollardaydı.
Kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı genç…
Yıkık virane beldelerine, evlerine dönüyorlardı.
Acıları sancıların ve Siyonist vahşetin iliklerine kadar işlediği yurtlarına dönüyorlardı.
Korku, umutsuzluk ve pişmanlık yanlarına uğramaktan korkuyordu.
Çünkü onlar on binlerce şehitleri, yüz binlerce yaralıları olmasına ve başlarını altlarına sokacakları bir evleri olmamasına rağmen mutluydular ve sevinçliydiler.
Allah’a olan imanları onları düşmana karşı yüceltmişti.
Allah’a olan bağlılıkları onları korkak siyoniste karşı onurlu kılmıştı.
Davaya olan teslimiyetleri onların herbirini birer sabır, teslimiyet, tevekkül ve hikmet ehli eylemişti.
Dünya, onlardan nice az topluluğun direnişle nice çok topluluğa galip gelebileceğini aynel yakin görmüştü.
İnsanlık, onlardan güçlünün haklı olduğunu değil; haklının güçlü olduğunu öğrenmişti.
Azgın düşman, dayandıkları ve sığındıkları silahlar, paralar, algı operasyonları ve iktidarlarının beş para etmediğini kavramıştı.
Ve Gazze, bilumum şer ittifakın demir kubbelerini, üstün teknolojilerini ve saldıkları yenilmezlik hikâyelerini hallaç pamuğu gibi savurmuştu.
Ve Gazze kazandı,
Gazzeli kazandı,
Gazzeliden yana olanlar........
© Doğruhaber
![](https://xhcrv35j.dev.cdn.imgeng.in/img/icon/go.png)