Dört yıl önce bugün, yani 24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Câmi-i Şerîfi, 86 yıllık hüzünlü bir bekleyişin ardından bir Cuma namazı ile yeniden ibadete açıldı. Bu tarihi güne tanıklık etmek bizlere de nasip oldu. Cuma namazını kılmak üzere yola çıktık, ancak mahşeri bir kalabalık olduğundan kilometrelerce yol yürüdük ve camiye ancak 500 metre mesafede sokakta namazı kılabildik. Pandemi süreci tüm ağırlığı ile devam etmesine rağmen neredeyse korona tehdidi unutulmuş, Ayasofya’ya olan özlem yollara ve caddelere taşmıştı. Hamdolsun, o tarihi gün ve Cuma namazı ile birlikte bir asra yaklaşan hasret son buldu.
“Kutsal Bilgelik” anlamındaki Ayasofya, Bizans İmparatoru Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında kilise olarak inşa edildi ve Fatih’in İstanbul’u fethiyle birlikte fethin sembolü olarak camiye dönüştürüldü. Ancak 1934’te Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen Ayasofya, son kararla birlikte yeniden mabet olarak aslına dönmüş oldu.
Araştırmacılara göre Justinianus’un amacı burayı Mescid-i Aksa’nın bulunduğu alanda inşa edilen Süleyman Mabedine benzetmek, hatta ondan daha ihtişamlı yapmaktır. Süreç içerisinde kubbelerde 2 kez tam, çok kez de kısmen çökmeler gerçekleşir. Ayasofya’nın........© Doğruhaber