Dindar Zenginin Hayatına Müslümanlığı Yön Vermeli |
Yıllar önce dindar tiyatro sanatçılarından Ulvi Alacakaptan ile yapılmış bir röportajı okumuştum. Alacakaptan, kendisine yöneltilen, “Sizce sanatın hedefi nedir? Siz sanatınızla ne yapmak istiyorsunuz?” sorusuna şu cevabı vermişti: “Ben her şeyden önce Müslümanım! Müslümanlığım benim için her şeyden önce gelir. Sonra sanatçıyım… O yüzden benim sanatım Allah merkezli olmalı, İslam merkezli olmalı. Ben sanatımı Allah’ın rızasını kazanmak, davama, dinime hizmet etmek için bir aracı olarak görüyorum.”
Alacakaptan’ın cevabı çok hoşuma gitmiş, beni bayağı etkilemişti. Öyle olması da gerekmiyor mu? Dindar bir insanın, dini endişeleri olan bir Müslümanın önceliği her zaman Allah’ın rızası olmalıdır. Dinine, davasına hizmet olmalıdır. Mesleği ne olursa olsun, hangi konumda bulunursa bulunsun ben Müslümanım diyen bir insanın önceliği Müslümanlığı olmalıdır. O kişinin hayatına, mesleki ilişkilerine, yapıp ettiklerine İslam yön vermelidir, Allah’ın rızası damga vurmalıdır.
Bu durum dindar bir zengin, tüccar, iş insanı için de........