DOKSANLARDAN BİR SAYFA

Mekân Suriye sınırı. İlçe kaynıyor. Yeni yeni İslami bilinç kazanmaya başlayan gençler, hidayetin verdiği heyecan ile tebliğ çalışmasında bulunuyorlardı. Zeki de bu gençlerden biri idi.

İslami hidayet ile buluşup hayatını buna göre tanzim etmeye çalışan Zeki, sohbetlere katılır, çevresindeki gençler ile ilgilenme gibi görevlerini harfiyen yerine getirirdi.

İstasyon Mahallesi’nde kalan bu genç, burada tebliğ çalışması yapıyordu. Arkadaşlarıyla camide bir araya gelir, bildiği kadarıyla kendinden küçük gençlere İslam’ı anlatırdı.

O gece yine camide gençlerle bir araya gelmiş ve saat biraz ilerlemişti. Yani eve gitmekte gecikmişti. Bu arada evde aile onu bekliyordu. Babası iyice sinirlenmişti. Ona bir ders vermenin zamanı geldi diye düşünüyordu.

Derken Zeki evin kapısını çaldı. Baba kapıyı açmayacaktı. Kimseye de açtırmama niyetindeydi. Ama ısrarlı çalınan kapıya çıktı ve Zeki’ye nerede olduğunu sordu. Zeki, camide olduğunu, herhangi olumsuz bir iş yapmadığını söyledi. Babası; “O zaman geldiğin yere git” diye kapıyı hızlıca kapattı.

Zeki dışarıda kalmıştı. Babası halen bağırıyordu: “Şeriatmış,........

© Doğruhaber