Bir nesli nasıl susturduk?

Çok mu konuşuyoruz? “Arabî bazar”a göre “Evet!” Buna göre, çok konuştuğumuz konusunda net bir fikir birliği içindeyiz.

“Arabî bazar” da ne diyeceksiniz? Anlatayım: Bizde tartı ölçü aletlerinin herkeste bulunmadığı günlerde, elindeki ürünü satanlar, kendilerinin ve alıcının “göz kararı” ile ölçüp biçip satardı. Satıcı tahminen şu kadar kilo var, alıcı da kabul eder ve bu uzlaşı üzere değer belirlenirdi.

Bu, çoğu zaman mizaha, kahkahalara konu olurdu. Zira iki tarafın da yanılma ihtimali vardı.

Biz Müslümanların işleri, İslam’ın medeniyetini kaybedip “din” yanının haşa “işimize yarayan” kısmına sarıldığımız günlerden bu yana hep “Arabî bazar” yürüyor.

Kendi “göz kararı” yargımız veya dışarıdan ölçülü biçili algı operasyonlarıyla bir kanaati sahiplenip değerlendirmeler yapıyoruz. Mesele “toplumsal mutabakat”a varınca da “Galat-ı meşhûr lugat-ı fasîhten evlâdır!” esası üzere, farklı söyleyeni ciddiye almıyoruz, kimi zaman da linç ediyoruz.

Vaziyetimizi değerlendirecek “Medenî” kurumlarımız yok. Akademimiz, self-oryantalist inadında, Diyanet gibi kurumlar da uzman gereksinimini oralardan karşılıyor. Akademi, doğru yargıları bozuyor ve muhalefet eder görünürken bizi “Arabî bazar” kültüründe tutuyor.

Çok konuşup az yaşadığımıza dair yargısı da oradan.........

© Doğruhaber