Gerçek bir barış ortamı, milletin değerlerine saygıdan geçer! |
Barış, selamettir; selamet ise karşılıklı güvenle mümkün olabilir. Bir yerde barıştan söz edilecekse, orada karşılıklı güvenin duyulması elzemdir. Yoksa barış da sulh da selamette olmaz, olması mümkün değil çünkü.
Barışı dillerine pelesenk edenlerin başkalarına karşı en azından saygı duymaları olmazsa olmazdır. Aksi takdirde, sözcük istismarcısı pişkinler olarak değerlendirilirler.
“Terörsüz Türkiye” süreciyle birlikte yeni oyunların sahnelendiği dikkatlerden kaçmıyor. Yıllarca özellikle Kürtlere kan ve gözyaşı yaşatanların, söz konusu sürece karşı bir hinlikleri olmalı ki provokasyonlara sarılmış gibiler; bu durum gözlerden kaçmıyor.
Kürtleri sudan bahanelerle Kemalist sistemin işbirlikçisi veya muhbiri diye tanımlayarak infaz eden örgütün uzantılarının bugün geldikleri nokta, Kürt gençlerini Anıtkabir’e saygı duruşuna çıkarmak olmuştur.
Sistemle ilgili bu noktaya varan taifenin, özellikle Kürtlerle ilgili cüretkârlıklarının devam ediyor olmasının başka sebepleri olmalıdır.
DEM ve uzantılarının her fırsatta HÜDA PAR’a veya HÜDA........