Senarist, senarist duy sesimizi!

Televizyon dizilerimiz eğlencesini yitireli çok oldu. Azıcık yüzümüzü güldüren olunca zaten hemen müzik değişiyor. Yan rollerin şamatası diye bir olgu var mesela. Kızılcık Şerbeti’nin Nilay’ı, Zülkar’ı... Ömer’in Sadık eniştesi, Yargı’nın Eren komiseri gibi... Yalı Çapkını’nın ...... bulamadım. Neden? Hiç gülen eğlenen biri yok Yalı Çapkını'nda! Belki, o da zorlarsak şamatayı Kazım’da arayabiliriz. Kızıl Goncalar da ise tövbe tövbe! Ben ne diyorum? Orada daha çok fizik, Eisenberg’in belirsizlik prensibi, Camus falan konuşuluyor. Zira din yalınlığıyla bize geçebilseydi bir mürşide ihtiyaç duymazdık. Orada ki mizah; kadın kuaförlerinde genç çıraklara müşteri varken 'bey' diye hitap etme düzeyinde... Cüneyt Efendi var, hocalar var, her rütbeden Fani var AMA........

© Dizi Doktoru