Piyasa ve insanlık durumu

Bugün yirmi yıl önceki bir yazmı biraz kısaltılmış olarak ve ufak-tefek düzeltmelerle birlikte sizinle paylaşmak istiyorum:

Otuz yılı aşkın bir süredir onlarca dergiyi izlemiş, bunların bir kısmında yazmış ve Liberal Düşünce dergisinin de yıllarca editörlüğünü yapmış okur-yazar bir kişi olarak alışılmadık bir şey söyleyeceğim: Bence bugünkü Türkiye’de yayımlanan en önemli dergi “Piyasa”dır. Çünkü, üniversitelerimizdeki onlarca İktisat Bölümüne ve yüzlerce iktisatçıya rağmen, ülkemizde gerçekte en az bilinen konu iktisat ve piyasadır. Burada, tabiî, teknik anlamda bir “bilme”den değil, insanlık durumunun mahiyetiyle ilgili bir idrakten bahsediyorum.

Türkiye’de bu konuda daha ziyade iktisatla ve iktisadî davranışın niteliğiyle ilgili hurafeler yaygındır. Bu hurafelerin başında, iktisadın “iktisat”tan ibaret olduğunun sanılması gelmektedir. Başka bir deyişle, insanlar genellikle iktisadî etkinliğin insanın diğer etkinlik türlerinden bağımsız, [ve aynı zamanda] ikincil ve daha az değerli (hatta, değersiz) bir etkinlik olduğunu düşünmektedirler. Bu anlayışa göre, iktisadî faaliyet olmasa da olurdu, hatta olmasa daha iyi olurdu. Onun içindir ki, iktisadî faaliyet, “daha yüce” sayılan (kültürel, dinî, siyasî vb.) amaçları gerçekleştirmeye dönük etkinliklerle kıyaslanamaz derecede düşük değerli bir insan etkinliği olarak görülür. Hatta birçokları iktisadî faaliyetin hiç de değerli olmadığını, onun “insanî” olarak bile nitelenemeyeceğini düşünür.

Oysa, iktisadî faaliyeti insan........

© Diyalog Gazetesi