Özgürlük, çoğulculuk ve hakikat

Günümüzdeki önde gelen liberal siyaset filozoflarından David Schmidtz (d. 1955) geçen yıl yayımlanan son kitabı Living Together: Inventing Moral Science (Beraber Yaşama: Ahlâk Biliminin İcadı) adlı kitabının bir yerinde da şöyle yazıyor: ,

‘’Trafiği yöneten doğrular kimin menzilinin daha önemli olduğuna ilişkin doğrular değil de sıranın kimde olduğuna ilişkin doğrulardır. Kimin menzilinin [ulaşacağı yerin] daha önemli olduğu konusunda nadiren fikir birliğine varılabilir, oysa kimin ‘yol hakkı’na sahip olduğu konusunda görüş birliğine ulaşmak daha kolaydır. […] Peki ya sizin menziliniz daha değerli veya üstünse?... Eğer sizin misyonunuz daha önemli ise, o zaman kimin ışığının yeşil olduğuna bakılmaksızın ikinci sınıf sürücülerin size yol vermeleri mi gerekir?... Aslında, gerekmez. Hume’un ve Batılıların [bu konudaki] sezgisel kanaati, adaletin görevi menzilleri [hedefler veya amaçları] önem sırasına koymak değil fakat sıranın kimde olduğunu belirlemektir.’’ (s. 17)

David Schmidtz’in toplumsal-siyasal hayatın işleyişi ile trafiğin akışı arasında benzerlik kurmasına ilk defa onun The Elements of Justice (2006, Adaletin Unsurları) başlıklı kitabında rastlamıştım. Yukarıdaki pasajda da tekrarlandığı üzere, Schmidtz’e göre adaletin kuralları trafik kurallarına benzer, yani bu kurallar kimin daha üstün bir amaç güttüğünü değil, geçiş hakkının veya yol hakkının kimde olduğunu esas alırlar. Trafiğin düzenli işleyişi için zorunlu olan yol hakkına ilişkin tarafsız........

© Diyalog Gazetesi