Erdoğan’ın yeniden güç toplama stratejisi

Geçen haftaki yazımda Ekim ayı boyunca siyasî gündemi işgal eden Kürt sorununun çözümü için ‘’yeni bir barış süreci’’nin başlayacağına ilişkin söylentiler etrafındaki gelişmeleri ve konuyla ilgili Cumhur İttifakı kaynaklı açıklamaları özetlemiştim. Bunlardan çıkardığım sonuca göre de, siyasî iktidarın -genellikle düşünüldüğünün aksine- böyle bir açılım yapma niyetinde olmadığı kanaatimi dile getirmiştim. Öyle görünüyordu ki, Cumhur İttifakı bileşenleri sahici bir çözüm süreci başlatmaktan ziyade yapmayı tasarladıkları Anayasa değişikliği için DEM Parti’nin desteğini sağlamaya çalışıyorlardı.

Ama bu meselede daha sağlıklı bir tahmin yapabilmek için, ilgili-ilgisiz herkes konuşurken ufak-tefek dokundurmalar dışında sessizliğini koruyan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konu hakkında ne söyleyeceğini beklemek gerekiyordu. Nitekim Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle yayımladığı mesaj ve daha açık ve ayrıntılı olarak ta partisinin grubunda yaptığı konuşma İttifakın en azından büyük ortağının aslında neyin peşinde olduğu konusunda daha fazla bir açıklık sağladı: Tahmin ettiğim gibi ortada bir çözüm süreci hazırlığı yoktu, en azından Erdoğan ortağı Bahçeli ile bu konuda tam olarak mutabık değildir.

Her halükârda, Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra, kendisinin ve partisinin önümüzdeki aylarda izleyeceği strateji hakkında daha sağlam verilere sahibiz. Önce Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan pasajlara bir göz atalım:

‘’Bu Cumhuriyet Kürdün de cumhuriyetidir… bu Cumhuriyet, bizim, hepimizin, 85 milyonun tamamının Cumhuriyetidir.’’ Bizim Cumhuriyet'imizi (…) ilelebet ayakta tutacak olan da (…) şu içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir."

"Doğu ve Güney Doğu illerine altyapı ve üst yapısıyla’’ yaparken ‘'terörü ve terörün ürediği bataklığı kurutacağız dedik. (...) Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa, nasıl yapılması gerekiyorsa hemen hepsini yaptık.’’ ‘’kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık."

’Terör belası başta olmak üzere kronik sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek, Türkiye'yi kardeşlik ekseninde büyütmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkân çıkmıştır.’’ Bahçeli’nin ‘’son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, önümüze açılan tarihî fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır.’’

‘’Bizim, Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur olamaz da.’’

"Terörün boyunduruğundan hâlen çıkamayan’’ ve ‘’Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir.........

© Diyalog Gazetesi