AKP’nin statükoyu sarsmayan son ‘’yaramazlıkları’’

Son günlerde yaşadığımız iki olayın Türkiye’deki rejimin mahiyeti bakımından bazı sembolik anlamlar taşıdığını düşünüyorum. Bunlardan biri adlî yargının Anayasa Mahkemesi’nin milletvekili Can Atalay hakkındaki bağlayıcı kararına uymamakta direnmesi, diğeri ise yayımlamakta olduğu bir televizyon dizisinin ‘’toplumun millî ve manevî değerleri’’ne aykırı olduğu gerekçesiyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun FOX TV’ye para ve yayın durdurma cezası vermesidir.
İşaret ettiğim ilk olay, geçen Mayıs’ta milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın TBMM’de göreve başlamasını engelleyen bir dizi hukuksuzlukla ilgilidir. Özetlemek gerekirse, Mayıs 2023 genel seçimlerinde milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ‘’Gezi Parkı’’ olaylarındaki dahli nedeniyle 25 Nisan 2022 tarihinde mahkûmiyet kararı vermişti. Milletvekili seçildiği sırada temyiz başvurusu nedeniyle hakkındaki dava dosyası Yargıtay 3. Ceza Dairesi önünde bulunduğu için, Can Atalay’ın milletvekili seçilmekle birlikte yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle hakkındaki davanın durdurulması talebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne yaptığı başvuru 13 Temmuz 2023 tarihinde reddedilmiş, Atalay da bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmıştı.
Ancak bireysel başvurusu Anayasa Mahkemesi’nde inceleme aşamasındayken Yargıtay 3. Ceza Dairesi Atalay hakkındaki mahkûmiyet kararını 28 Eylül’de onaylamış ve gereğini yapması için kararını TBMM’ye göndermişti. Anayasa Mahkemesi yaptığı inceleme sonucunda başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine 25 Ekim’de karar vermiş ve kararını........

© Diyalog Gazetesi