31 Mart seçimleri ne söylüyor?

Geçen Pazar günü yapılan yerel seçimlerin ortaya çıkardığı siyasî manzara malum: Türkiye genelindeki performansları bakımından Cumhuriyet Halk Partisi 8 oy oranıyla birinci sıraya yükselirken, İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi 5.5’lik oranla ikinci sıraya düştü. Yeniden Refah Partisi %6 oy oranıyla 3., DEM Parti ise %5.7 oy oranıyla 4. sıraya yerleşirken, %5’lik oyuyla MHP beşinciliğe, %3.8’lik oyla İyi Parti ise altıncılığa geriledi.
Seçimin sonuçlarına bakıldığında, uzun yıllar muhalefette olan CHP’nin birinci parti konumuna yükselmesi kadar, yirmi yıldır iktidarda olan AKP’nin ikinci parti konumuna gerilemesi de önemlidir. Ayrıca bu sonuçlar, metropollerde pek bir varlık gösteremeyen AKP’nin artık bir kırsal kesim partisi olma yoluna girdiğini de göstermektedir.
AKP’nin 31 Mart’ta aldığı bu kritik yenilgi ilk bakışta normalmiş, şaşırtıcı değilmiş gibi görünüyor. Ama başka bir açıdan AKP’nin yenilgisinin şaşırtıcı olduğu da söylenebilir.
Bu seçimde AKP’nin önemli ölçüde oy kaybına uğrayarak CHP’den sonra ikinci sıraya düşmesi evet şaşırtıcı değil. Çünkü, vatandaşlara iyi-kötü seçme şansının verildiği her yerde, iktidardaki genel performansı kötü olan bir partinin normal şartlarda seçmen desteğini önemli ölçüde yitirmesi beklenir. Tayyip Erdoğan’ın liderliği altındaki AKP’nin özellikle son on yıldaki performansı gerçekten de aynen böyledir.
Hepimiz görüyor ve biliyoruz ki, hak-hukuk tanımazlık, adaletsizlik, iflas etmiş bir ekonomi, yoksulluk ve yolsuzluk ile kutuplaşma boyutuna varmış toplumsal gerilim bugün itibariyle AKP yönetiminin ülkeyi getirmiş olduğu durumun karakteristik özellikleridir. Ayrıca, hükûmetinin son altı aydır Filistin halkına karşı kitlesel katliam gerçekleştiren İsrail’le ticarete devam etmesinde (hatta ona askerî ikmal desteği sağlamasında) kendisini gösteren iki yüzlü siyasetinin özellikle muhafazakâr kesimlerde yarattığı hayal kırıklığının da AKP’nin yenilgisinde etkili olduğu açıktır. AKP’nin yürüttüğü hiçbir kural tanımayan ve üstelik devleti de kendinden yana sahaya süren seçim kampanyasının adaletsizliği de cabası. İkbal ve istikbali bu yozlaşmış yönetimin devamına bağlı olanlar ile bağnaz AKP partizanları dışında herhalde hiç kimse bu gerçekleri inkâr edemez.
Öte yandan AKP ve Erdoğan’ın 31 Mart’ seçimlerinde hezimete uğraması bir anlamda şaşırtıcıdır da…. Şöyle ki: AKP’nin iktidardaki kötü performansı ve........

© Diyalog Gazetesi