Hatırlanacağı gibi "Yeni Türkiye" Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldikten bir süre sonra benimsediği gözde sloganlardan biriydi. AKP’nin fırsatçılık veya kurnazlığının bir eseri olarak, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına denk getirilen şimdilerdeki ‘’Türkiye Yüzyılı’’ masalı da aynı sloganın bir devamı olarak görülebilir.
Şu farkla ki, ilk sloganda esas olarak siyasî rejim standartları, iktisadî kalkınma, refah ve toplumsal barış bakımından sicili bozuk olan ‘’eski Türkiye’’den uzaklaşıp Batılı liberal-demokratik toplumların düzeyine yükselmiş bir Türkiye tasavvuruna işaret ediliyordu. İkincisi (‘’Türkiye Yüzyılı’’) ise daha çok, Türkiye’nin AKP döneminde ani bir sıçrama yaparak her yöndeki eşsiz ve muhteşem başarılarıyla dünya milletleri arasında seçkin bir konum elde ettiğini ima etmektedir.
Aslına bakılırsa, bu sloganlarda ima edilen Türkiye imajı muhafazakâr-sağ geleneğin ‘’büyük, güçlü ve kalkınmış bir Türkiye’’ -namıdiğer ‘’Büyük Türkiye’’- tasavvurunun güncellenmiş bir hali olarak görülebilir. Güncelleme kendisini en belirgin şekilde AKP’nin emperyal vizyonunda göstermektedir. Son yıllarda yarattığı azımsanmayacak insanî maliyet ve yol açtığı refah kaybıyla birlikte tam bir fiyaskoyla sonuçlanmış olan mahut ‘’Yeni-Osmanlıcı’’ perspektif işte bu basiretsizlikle malul olan sözde vizyonun bir parçasıdır. Bu perspektifin güneydeki sınır komşuları için ima ettiği yayılmacı ihtirası ‘’akla ziyan’’ olmanın........