Turunç, jakaranda çiçeği, falan

Turunçtaki meyveleri toplayıp Espasito ile birlikte reçel yapacaktık, ama bu niyet sessiz sedasız insanın hayatını dolduran, yapmak isteyip de yapmadıkları şeylerin arasına katıldı.


Biz o işi konuşmadan göz ardı ederken turunçlar olgunlaşıp pat pat yere düşmeye başladı.


Arkasından, jakaranda çiçeklerini turunçların üzerine dökmeye girişti, yer mor-turuncu bir halı oluverdi.


Bu arada son günlerde gittikçe daha çok merakımı uyandıran yapay zekâ ile ilgili yazılar okuyor ve ara sıra ChatGPT’ye girip bu makineye sorular soruyordum.


Sorular soruyordum ve aldığım cevaplar, bu icadın şimdiki düzeyinde o kadar da dört dörtlük olmadığı konusundaki kanaatimi güçlendiriyordu.


Her girdiğimde daha çok sıradan, eksik, pırıltısız buluyordum onu.


Oldukça iyi bildiğim Sokrates’in (MÖ 469- MÖ 399) ölüm hakkındaki düşüncelerini sorduğumda bir paragraflık cevap verdi. “Bu pek kısa oldu, biraz açabilir misin,” dediğimde daha uzun bir cevap verdi. Ama........

© Diyalog Gazetesi