Öncelikle cümlelerimi “ neydi olacağı” diyerek başlamak istiyorum.
Siyasi çıkarlar ve ilişkiler sonucunda verilen eski bakan milletvekili ve üst düzey bürokratların ellerinde çantaları başka kişiler adına veya kendilerinin de yönetimde olacağı aldıkları üniversite açma , kurma, ve eğitime başlama izinlerinden sonra ülkenin geldiği son durum bir sinema filmi gibi vizyonda . Ama bu filmde senaryo ve başrol oyuncuları ve figüranlar gerçek . Film değil yani .
Yazık ki ne yazık. Ayıp ki ne ayıp. Utanç verici ki ne çok utanç verici. Kurunun yanında yaşta yanar mı onu zaman gösterecek ancak bildiğim tek bir şey var ; bu son yaşananlar , gazete ve televizyon manşetlerini yani görsel ve yazılı basınını süsleyen başlıklar uzun yıllar hafızalarımızdan kaybolmayacak. Unutulmaması gereken bir şey daha var ki , artık bu dünyada yalnız olmadığımız gerçeği.
Globalleşen dünyada gittikçe büyük bir köy haline dönüşen ve teknolojinin gelişiyle bütün evlere ve avucumuzun içine giren internet mecrasında bu yazılan ve çizilenler dünyanın da takibi altında . Bunu unutmayarak ne kadar büyük bir tahribat içerisinde olduğumuzu anlamak lazım .
Adeta üniversiteleri bir ticarethane mantığı ile yönetmeye çalışan kişiler ve bunlara alet olan eski siyasi erk ve geçmişte bu üniversitelerin kurulmasına yönelik doğrudan veya dolaylı olarak imza atan kişiler de esas bu son olaylardan dolayı vicdan azabı........