Ticaret Odası genel kurulları, genellikle siyasi ama verimli bir forma dönüşüyor. Siyasiler, ülke ve dünya sorunlarını kendi bakış açılarıyla ama en önemlisi herkes birbirini dinleyecek pozisyonda iken anlatma olanağı buluyorlar. Cumartesi günkü genel kurul toplantısı da öyle oldu.
Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın konuşması, çok etkiliydi. İzlerken, yazının başlığı olarak kullandığım cümleyi kurmak durumunda kaldım: “Tanrısı, Hristodulidis’i Erhüman’dan korusun!”
Erhürman, müzakereler başlayabilmesi için yapılması gereken şeyler olduğundan söz etti:
1- Adada, iki kurucu ve eşit halk olduğunun ve bunların siyasi olarak eşit olduğunun kabul ve teyit edilmesini birinci koşul olarak ileri sürdü; "Siyasi eşitliğimiz kabul edilmedikçe masaya oturmayız. Esas kritik nokta orasıdır” dedi. Bu kabul ve teyidin nasıl yapılacağı, hazırlık sürecinin başlıca tartışma konularından biri olacaktır herhalde.
2- Rum tarafının Crans Montana’da olduğu gibi masayı devirmesi durumunda aynı statükoya geri dönülmeyeceğinin önceden belli olmasını ve bunun güvencesinin BM Güvenlik Konseyi tarafından verilmesini de diğer bir koşul olarak ifade etti.
Bu koşullarla başlayacak bir........