Makenzi örneği mülkiyet sorununu açıklamıyor mu?

Tarihe ışık tutan, düşüncelerimize yol gösteren araştırmaları ile tanınan PRİO araştırmacısı Mete Hatay, Kıbrıs sorununun Kıbrıslı Türklerin mülkiyet haklarını nasıl etkilediğine ilişkin paylaşımı ile dikkatleri üzerine çekti.
Hatay, Kıbrıslı Türklerin Güney’de kalan 470 bin dönüm arazisinin durumunu anlatırken “Sadece Vasiliko Enerji tesisi için geçen yıllarda 850 dönüm Mari/Tatlısulu Türklerin malı istimlak edildi. İstimlak bedelleri ise sadece kayıt üstünde kaldı” diye yazdı. Bu toprakların bir miktarı da dedeme ve neneme aitti. Anneme, teyzelerime ve dayılarıma da intikal etti. Oraları bilirim! Çocukluğum o tarlalarda harnıp toplayarak ve dedemin bağında kuşları kaçırmak için teneke çalarak geçti.
Vudalıyım… Mete Hatay’ın bahsettiği göçmen evlerinin belki de binlercesi Vuda’daki Türk malları üzerine yapıldı. Bizim evden ovaya doğru baktığımızda buğday ekili tarlalar yerine bu konutları görürsünüz.
Ortaokulu Larnaka’da okudum; Makenzi yolunu da bilirim! Deniz panayırı zamanlarında küçük teyzem kolumda aşağı-yukarı yürür; Tatlısu’ya haber taşıyanlar teyzemi nişanladığı düşüncesi ile dedemi tebrik ederlerdi.
Kıbrıs sorununun mülkiyet bakımından mağdur ettikleri sorulduğu zaman küçük halamı anmadan geçemem… Aya Nanna köyüne gelin giden halamın ailesi, bölgenin en zengin ailesiydi. Kayınpederi İbrahim Ağa’nın........

© Diyalog Gazetesi