Çocukluğumda en ağır hakaretlerden biri “hazır yeyci” idi… Çalışmaktan kaçan, aile bütçesine veya beslenme olanaklarına katkıda bulunmadan sofraya oturanlara “hazır yeyci” denirdi. Çocuk aklımızla olmak istemeyeceğimiz en önemli şey, “hazır yeyci” idi. Anne-babamızdan “hazır yeyci” diye laf duymaktansa ölmeyi tercih ederdik.
1974 sonrasında buna “ganimetçi” de eklendi. Ganimetçi demek, başkasının emeği ile ortaya çıkmış ürünlerin üstüne konmak demektir. “Hazıra konmak” da hakaret değilse bile aşağılayıcı bir ifadedir zaten.
Başkalarına yararlı olacak şeyler yapmanın karşılığını alarak yaşamaya çalışmak bize göre değil galiba… Çalışmaktan kaçınıyoruz… Bu kültür giderek derinlik ve çeşitlilik kazanıyor. Her yerde karşımıza çıkıyor.
Son günlerde mutlaka yazmam gerektiğini düşündüğüm bir konu vardı: Su sorunu…
Beşparmaklara yaslanan belediyeler kuyu açma yarışına girdiler. Lapta Belediyesi bu işin şampiyonluğunu yapmaya kalkıştı ama rekoru Çatalköy Belediyesi kırdı. Şimdi sıra Değirmenlik’te… Rekoru ele geçirmeye veya en azından egale etmeye çalışıyor.
Belediyeler, hazıra konmak için yoğun bir çaba içinde… Jeologların zaten bildiği su........