Hocaların hocası; Prof. Dr. Orhan Okay

Dün Orhan Okay Hoca’nın vefatının yıl dönümüydü. Birkaç neslin üzerinde büyük emekleri olan Okay’ı “az konuşan, çok üreten” örnek bir şahsiyet olarak hatırlayacağız. Bugün itibarıyla Türk edebiyatı sahasında araştırma yapan birinin Okay Hoca’ya atıf yapmadan çalışmasını tamamlaması pek mümkün değildir. Çünkü Hoca’nın Türk edebiyatı sahasında el atmadığı konu neredeyse yok gibidir. Şeyh Galip, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hamid, Beşir Fuad, Mehmed Akif, Necip Fazıl, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Haşim, Garip Akımı, İkinci Yeni, Mehmet Kaplan gibi nice isim/dönem üzerine uzmanlaşan Okay’ın, Batı edebiyatı ve kuramları üzerine de çalışmaları bulunuyor.

Okay, ilmî ve akademik çalışmalarında Türk dili ve edebiyatı genel başlığı altında edebiyat ve kültür tarihi alanlarında yoğunlaştı. Bunu yaparken klasik edebiyat tarihçiliğini aşarak işin tefekkür ve tahlil kısmını öne çıkarmaya çalıştı. Hoca’nın lise yıllarından itibaren felsefeye olan merakı edebiyat alanındaki çalışmalarına bu şekilde yansımıştır. Yani edebiyatın kronolojisi ile yetinmek Okay Hoca’nın kabul edebileceği bir yaklaşım değildi. Bu sebeple de sahasındaki konuları olabildiğince düşünce boyutuyla ele almayı tercih etmiştir.

Orhan Okay 26 Ocak 1931’de İstanbul’un tarihî semti Balat’ta doğdu. Babası Yaşar Salih Okay, annesi Fatma Naciye Okay’dır. Babasının görevi gereği 1933-1935 yılları arasında Ankara’da bulunan Okay’ın ilk çocukluk anıları Samanpazarı’na aittir. İstanbul’a döndükten sonra ilk-orta eğitiminin ardından 1950’de liseyi tamamladı. Hayatına ilişkin notlardan babasının Arapgir (Malatya), annesinin ise Erzurum asıllı bir aileye mensup olduğunu öğreniyoruz. Lise yıllarında hocası Nurettin Topçu’nun kendisi üzerindeki etkisi, Orhan Okay’ı felsefe bölümünde okumaya sevk etse de........

© Diriliş Postası