Yıllar sonra bir yaz günü, yıllar önce okuduğum bir kitabı yeniden okurken ürperdim. Kitap, Yakup Kadri’nin Panorama’sı. Türkiye’nin 1926-1948 yılları arasındaki siyasi, sosyal ve toplumsal panoramasını tasvir ediyor. Kitap, bugünün Türkiye’sine de uzunca bir dipnot düşüyor. Tek parti iktidarını, iktidarın partisini, partiye mensup insanları ve o insanların ideallerinden koparak lümpenleşmesini; siyaset, bürokrasi, esnaf ve halkla ilişkilerini; dönemin modern-muhafazakâr çatışmalarını, üstenci Batıcıların dinle ilişkilerini ve din-devlet ilişkilerini bütün çıplaklığı ile anlatıyor.
Genel seçimlerden kısa bir süre sonra bu kitap neden ilgimi çekti? Uzun zamandır ülkede siyaset, aydın, esnaf, siyasi partilerin Ankara kadroları ile sosyal medya algı üreticileri ve medyadaki paralel yandaş yayıncılık ülkeyi hızla bir körlüğe sürüklüyor. Burada kimin, kime göre ve nasıl kimin yandaşı olduğu tartışmasını yapmaya gerek yok. 12 Eylül 1980 darbesi öncesi maruz bırakıldığımız kamplaşmalardan, ideolojik körlükten, ayrışmalardan daha karanlık bir çıkmaza sürükleniyoruz. Kimse kimseyi dinlemiyor. Ortak değerler, ülke çıkarları, ekonomideki darboğaz, kültürel iklimin çöküşü, eğitimde ortak akıl yerine körü körüne ideolojik saplantılarla sürdürülen kavgalar bir türlü bitmiyor. Gri alanda tartışılması gereken temel meseleler, siyah beyaz zeminde körler ve sağırların birbirine bağırdığı bir ortamda sürdürülüyor.
İktidar çevreleri nerede hata yaptıklarını tartışırken neredeyse sadece ekonomi ve emekli maaşlarında yapılmayan zam ve düzenlemelere takılmış durumda. Muhalefet birinci çıkmanın şaşkınlığıyla çelişkili dönüşlerle meşgul. Uyumsuz retoriğin kakofonisinin oluşturduğu yankı ile anlaşılması zor bir sarhoşluk içinde. Kaos ortamlarında doğru seçimlerle doğru kitapları okumak bize bir yol açar. Hani şu okumuş insanların birbirine ekledikleri seçilmiş kelimelerle yazdıkları metinler var ya! Satırları, sayfaları olan ve sadece size fısıldayan, sizinle kavga etmeyen, hak-hukuk tartışmalarından hoşlanmayan sessiz dostlar. İnsanların düşüncelerini besleyen, dikkatleri başka yerlere yönlendiren, düşünenlerin düşüncelerini........