Anadolu’dan yöresel markalar
Toprağın sesi, kadının emeği
Sivas’ın Gemerek ilçesinde sabahın ilk ışıkları toprağa dokunurken bir kadın sessizce tarlaya eğilir. Ellerinde çapa, kalbinde umut, gözlerinde ise toprağın bereketinden fışkıran bir ışık vardır. Burcu Mert Koçer. O, sabrın, emeğin, inancın ve memleket sevgisinin adı olmuş bir kadın girişimci.
Burcu Koçer’in hikâyesi, aslında Anadolu’nun hikâyesidir:
Toprakla yoğrulmuş, emeğin mayasıyla tutmuş, hayalin inadıyla büyümüş bir öykü. Gemerek Meslek Yüksek Okulu’nun muhasebe sıralarından, belediye sekreterlik masasına; oradan tarlalara, bahçelere ve bidonların başına uzanan uzun bir yol… Her dönümünde alın teri, her satırında dua, her durağında azim gizli. Bir vakitler ailesel nedenlerle ertelediği hayalini, kalbinde diri tuttu. Evinde turşu kurarak başladığı bu yolculuk, yüzlerce emekle büyüdü. Tarlada yetişen domates, biber, salatalık, fasulye, onun elinde bidonlarla geleceğe kuruldu. Çünkü o, “para kazanmak” değil, insanlara doğallığın unutulmuş tadını hatırlatmak için yola çıktı.
“Tanıtılmaya değer, keşfedilmesi gereken bir lezzet”
Bir gün arkadaşlarının ısrarıyla, turşularını alıp Kayseri’ye gidiyor. Belki bir görüş almaktı niyeti; ama kader işte. Sinan Şef, turşularını, “Tanıtılmaya değer, keşfedilmesi gereken bir lezzet!” dedikten sonra dört bir taraftan beğeniler gelmeye başlıyor. Burcu Hanımın alın teri, artık bir markanın doğum hikâyesinde yankılanmaya başlıyor. Binlerce insana ulaşıyor. Memleketinin tadını ekranlardan sofralara taşıyor. Onu fark eden Kerem Şef de İstanbul’a davet ederek düzenlenen bir programda, ilk plaketini Anneler Günü’nde alıyor. Toprağı ana gibi seven bir kadına, en anlamlı günde bu ödül nasip oluyor. Amacı Gemerek’in bereketli topraklarında yetişen girebolu, madımak, dal turşusu gibi yöresel ürünleri Türkiye’ye tanıtmak. Çünkü biliyordu ki girebolu bir meyve değil, şifadır; madımak bir ot değil, kültürdür; pancar dalı ise Anadolu kadınının “ziyan olmasın” diyen bereket felsefesidir.
Şeker pancarının taze dallarından turşu
Şeker pancarının taze dalları için: “Bunca nimet ziyan olmasın, neden turşusunu kurmayayım?” O anda doğdu Burculu Turşular’ın ruhu. Kazanda kaynayan pancar dallarıyla birlikte, toprağın sesi, kadının emeği ve azmin kokusu karıştı birbirine. 300 bidon dal turşusu, 800 bidon beş kiloluk karışık sebze turşusu, 500 şişe bir litrelik lezzet… Hepsi tek başına, tek elden, tek yürekle kuruldu. Hiçbir sermaye desteği olmadan, ama babasının manevi desteğiyle, uykusuz gecelerle…
Gemerek’in sesi, Anadolu kadınının gücü
“Bir dükkanım olsun, herkes gelip yerinde görsün,” sözü, doğalın, emeğin, kadın dayanışmasının yüreğe dokunan duası gibidir. Evet, o hâlâ “başardım” demiyor. Çünkü biliyor ki başarı, bir hedef değil, bir yolculuktur. Ve o yolculukta, toprağın bereketiyle,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein