menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yapay zekâ: Melek, şeytan, firavun?

32 0
06.09.2024

Teknolojinin yararlı mı yoksa zararlı mı olduğuna dair tartışmalar genellikle teknolojinin araçsal niteliği üzerinde bir uzlaşı ile sonlanır.

Taraflar haksız da değildir.

Nihayetinde teknolojik bir icat ya da ürün, onu faydalı şeyler için kullanırsanız iyi; kötü şeyler için kullanırsanız kötüdür.

Ateşin ya da tekerleğin bulunmasından bu yana aslında bu böyledir.

Müşterisinin soğuktan korunması için kışlık elbise diken terzinin elindeki makas iyi bir işe yaradığı için iyi, terzi onu müşterisinin sırtına sapladığında kötü bir işte kullanıldığı için kötüdür. Radyasyon atom bombasında kötü, kanser tedavisi için radyasyon onkolojisinde iyidir.

Ateşin ya da tekerleğin icadından bu yana değişmeyen bir başka gerçek daha vardır. Hangi teknolojik icat ya da ilerlemeyi alırsanız alın, bunun mutlaka birilerince kötü amaçlı kullanıldığını görürüz. Diğer bir deyişle kötüye kullanılmayan teknoloji yoktur.

Fakat ben bugün “iyi ve kötü yapay zekâ” konusuna biraz daha metafizik bir açıdan ve üç “model karakter” üzerinden yaklaşmak istiyorum; melek, şeytan ve firavun.

İnancımızın temelini oluşturan ayet ve hadisler bu üç “model karakter” hakkında bize bilgi verir.

Örneğin, Diyanet Vakfı Ansiklopedisi’nde aktarıldığı üzere melekler yiyip içmezler; görevleri icabı iri cüsseli, güçlü olabilirler ve bu güçlerini temsil eden kanatlara sahip bulunurlar. Ayrıca, insanların söz ve davranışlarını kaydeden “yazıcı melekler” yanında, “takipçiler”, “gözetleyiciler” ve “koruyucular” olarak adlandırılan melekler de mevcuttur.

Yapay zekâ ve yapay zekâ destekli robotlar da yiyip içmiyor; o yüzden mesela “karanlık........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play