İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık şehri olarak her geçen gün artan su tüketimiyle karşı karşıya. Şehirdeki barajların doluluk oranı, bu yaz Q'e kadar gerileyerek son 10 yılın en düşük seviyelerinden birine indi. Bu düşüş, özellikle geçen seneden sonra 18 Ağustos tarihinde kaydedilen en düşük oran olarak dikkat çekiyor. Peki, bu tehlike çanlarının çaldığı duruma nasıl geldik ve neler yapılabilir?
Kuraklık ve İklim Değişikliği: Tehlikenin Sebepleri
İstanbul'daki su krizinin en büyük sebeplerinden biri, global ölçekte etkisini hissettiren iklim değişikliği. Yağış rejimlerinin değişmesi, sıcaklıkların artması ve su kaynaklarının azalması, barajların doluluk oranlarını doğrudan etkiliyor. Özellikle bu yaz, yağışların beklenenin çok altında kalması ve sıcak hava dalgalarının etkisiyle bu düşüş daha da belirgin hale geldi.
Ancak su kıtlığının tek nedeni iklim değişikliği değil. Aynı zamanda, şehirdeki nüfus artışı ve su kaynaklarının sürdürülebilir olmayan bir şekilde kullanılması da krizi derinleştiren faktörler arasında yer alıyor. İstanbul, her geçen gün büyüyen nüfusuyla birlikte suya olan talebini de artırıyor. Ancak, bu talebin artışı karşısında su kaynaklarının yeterince korunamaması, durumu daha........