Mevlit Kandili vesilesiyle bir mülahaza…

Önceki gece mevlîd-i nebinin sene-i devriyesi idi…

Bu münasebetle, Efendimiz (sav) hakkında edebe ve adaba mugayir bazı spekülasyonlara değinmek, günün mana ve ehemmiyetine tam mutabık düşer diye zannediyorum.

Efendim, öteden beri, peygamberi dinin dışında tutmaya çalışan dâhili ve harici birtakım unsurların bulunduğu herkesin malumu.

Bahse konu kesim bu maksatları ekseninde bazı spekülasyonlar geliştirmekten de hiç sakınmazlar. Söz gelimi “Peygamber bugün yaşasaydı ne giyerdi?” yahut “falanca konu hakkında nasıl davranırdı?” gibi asla kesin bir cevabın verilemeyeceği bir tartışma ortamı husule getirerek Peygamber’i (haşa) kendi seviyelerine çekmeye çalışırlar.

Açık söylemek gerekirse bu önermeler İslam idrak ikliminin ürettiği bakış açılarından neşet etmiş değildir ve tamamıyla Hristiyani bir yaklaşımdır.

Bilindiği gibi, kiliseye itiraz eden Protestan anlayış, ‘İsa (as) yaşasaydı ne yapardı?’ şeklinde bir argüman geliştirmiş ve itirazlarını, hatta yeni itikat biçimini bu tarz üzerinden tesis etmişti.

Mezkûr husus, ele aldığımız konuda işaret etmek istediğimiz yanlışlıkların ilkiydi.

Bu tespite paralel olarak, yüzyıllarca önce de tartışılmış olan itikadî bir mevzu, bu tartışmada ‘sorunlu’ olarak niteleyebileceğimiz ikinci önemli mesele olarak bir kez daha arzıendam........

© Diriliş Postası