Halep’te aslında ne oldu?

Geçtiğimiz hafta Suriye’de hiç beklenmedik gelişmeler yaşandı.

Uzun bir süreden beridir muhalif güçler ile rejim güçleri arasında belirgin bir çatışmama durumu söz konusu idi.

Efkâr-ı umumiye arka plana dair gelişmeleri bilmiyor ama bunun en önemli müsebbibi Türkiye idi.

Türkiye, bölgede İsrail saldırganlığının tetikleyeceği ve tansiyonun yükselmesiyle neticelenebilecek hadiseleri bilinçli olarak frenliyor, bu hususta da zeytin dalı uzattığı Esed ile Astana ve diğer platform üyesi ülkeleri biteviye bilgilendiriyor idi.

Türkiye’nin bu iyi niyetli yaklaşımı maalesef hak ettiği yansımayı bulmadı.

Ne yazık ki hem Rusya Federasyonu hem İran ve hem de Esed, bölgedeki gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye devam eğilimi gösterdiler.

Bilindiği gibi daha önce varılan mutabakat gereği İdlib bölgesinde, Suriye rejim güçleri ve İran destekli milis gruplarının bölgeden uzak tutulması ve sivillerin zarar görmesinin engellenmesi planlanmıştı.

Muhalif güçler, bu olmazsa olmaz şart gerçekleştiği takdirde operasyonlara girişmeyecek ve böylelikle bölgede görece itidal süreci devam edecekti.

Fakat ne yazık ki bu plan Rusya Federasyonu, İran ve Esed tarafından akamete uğratıldı.

Rejim güçleri, Türkiye’nin, İsrail saldırganlığının azmaması maksadıyla takındığı mutedil tavrı istismar ederek belirlenen bölgeye sivilleri de kapsayan saldırılar düzenledi.

İdlib bölgesine yönelik Rusya Federasyonu’nun hava, Suriye rejiminin kara saldırıları son dönemde belirgin bir şekilde yoğunlaştı.

Rusya Federasyonu, Suriye rejim güçleri ve İran destekli milis gruplar, saldırıların sözüm ona Suriye’nin kuzeyinde yer alan İdlib’teki muhaliflerin olası bir operasyonunu engellemek amacıyla askerî hedeflere........

© Diriliş Postası