Churchill, “Bugüne kadar denenen diğer bütün yönetim şekillerini hariç tutarsak demokrasi en kötü yönetim biçimidir.” der.
Bu iddiayı esasen, “kötünün iyisi” diye özetlemek mümkün.
Yanlış anlaşılmasın, konumuz ‘demokrasi’ değil; yani demokrasi üzerine uzun uzadıya bir değerlendirme yapacak değiliz.
Maksadımız, demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından birisi olan “siyasi parti” kurumunu kullanarak teröre ve tedhişe kapı aralayan DEM Parti’nin ve bu parti vesilesiyle ‘seçilmişlerin’ (?) iddia ve söylemlerinin aksine kuşandıkları tutarsız ve çelişik tarzlarını teşrih masasına yatırmaktır.
Sözü hiç dolandırmadan doğrudan ‘kayyım’ meselesine geleceğim.
Önce Esenyurt Belediye Başkanı’nın, sonrasında ise Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılıp yerlerine kayyım atandığı herkesin malumu…
Bu görevden almalar üzerine başlatılan tartışmalarda ‘hak ve özgürlükler’ argümanı kullanılarak anılan belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmaları ‘şiddetle’ eleştiriliyor ve hatta başta CHP olmak üzere birtakım parti ve odaklar protesto mahiyetinde eylemler tertip ediyorlar.
Peki, gerçekten bu böyle mi?
Yani hükûmet, bu seçilmiş (?) belediye başkanlarını görevden uzaklaştırarak demokrasinin köküne kibrit suyu mu döküyor?
Hükûmet karşıtları ve iflah olmaz muhalifler açısından kuşkusuz bu böyle…
İddialarının ucunun nereye dayanacağını hesap etmeyen yahut........