Güneş insan için mi doğar? Felsefenin ve Kur’an’ın cevabı

Geçtiğimiz günlerde karşılaştığım iki gençten biri Ertuğrul, diğeri ise Yusuf’tu. Daha önce de bu gençlerle görüşmüş, felsefe ve insan üzerine sohbetler etmiştik. Yusuf’a, “Size bir soru sorabilir miyim?” diye sordum. Yusuf, “Sorabilirsin,” dedi. “İnsan nedir?” diye sorunca, Yusuf hemen cevap verdi: “Ya abi ya...” Ertuğrul ise hemen araya girerek, “Abi, sen felsefeci misin?” diye sordu. “Hayır, gazeteciyim.” diye cevap verdim. Ardından Ertuğrul’a dönerek, “Peki, sana sorayım: Felsefe nedir?” dedim.

Ertuğrul bir şeyler söyledi; söyledikleri benim de yazmayı planladığım fikirlere yakındı. Ancak yine de burada belirtmek istiyorum: Felsefe, insanın sahip olduğu kuvvetlerin merkezine aklını yerleştirmesidir. İnsanı ve âlemi kendi aklına göre yorumlamasıdır. Toplumun yönetim şekline, aklını mihenk taşı yapmasıdır.

Sonra gençlere bir başka soru daha yönelttim: “Güneş niçin doğar?” İkisinin de cevabı aynıydı: “İnsan için.” Bu cevabın üzerine düşündüm ve sordum: “Peki, insanın ne önemi var ki güneş insan için doğsun? Güneş insanı tanımaz, bilmez, duymaz. Hatta bu hâliyle güneş bazen insana zarar bile verebilir.

Burada devreye Kur’an’ın öğretileri giriyor. Cenab-ı Hak, Kur’an’da işaret eder ki güneş namaz için........

© Diriliş Postası