Bir sinema mitinin ölümü: Evcilleştirilmiş Predator

Başrolünde Arnold Schwarzenegger’in yer aldığı 1987 tarihli ilk film olan Predator, orman karanlığında kült bir korku mitine dönüşmüştü. Tür sinemasının en ikonik figürlerinden biri olan, 40 yıla yayılan tarihinde bilinmeyene, ilkel korkuya ve hayatta kalma içgüdüsüne dair bir alegori kuran Predator, hep aynı dehşet verici misyonla var olmuştu: avını seçmek, pusuya yatmak ve onu kanlı bir vahşetle alt etmek. Yönetmen Dan Trachtenberg’in 2022’de Prey ile serinin özüne sadık kalarak yarattığı taze başlangıcın ardından gelen, spin-off tadındaki 6. filmi Predator: Badlands, bu kez serinin genetik kodlarında yer alan ‘görünmeyen tehdit’ mirasını reddederek kültün ontolojik temelini kökten sarsan, cesur ancak dramaturjik açıdan tartışmalı bir hamle yapıyor.

Klan reisi olan babası tarafından ‘zayıf’ ilan edilerek öldürülmek istenen Predator Dek, ağabeyi tarafından kurtarılır. Kendini ispatlamak için Genna adlı ölümcül bir gezegene sürüklenen Dek, burada Alien evreninden tanıdığımız Weyland-Yutani şirketinin fonladığı bir keşif ekibinin kalıntılarıyla karşılaşır. Elle Fanning'in canlandırdığı, bacakları kopmuş bir android olan Thia, onun müttefiki olur ve birlikte, gezegenin Lovecraftvari ekosisteminde Kalisk adlı bir canavarı avlamaya koyulurlar.

Film; klanı tarafından yeterince vahşi görülmediği için dışlanan genç bir Predator’ı merkezine alarak, onu bir anti-kahramana, hatta insani zaaflar yüklenmiş bir kurtarıcı figürüne dönüştürmeye çalışıyor. Evrende milyonlarca yıldır saf, duygusuz ve teknolojik ölüm makinesi olarak var........

© Diriliş Postası