Çok şükür öleceğiz

Yaş ilerleyince cenaze namazları için camilerin avlularında dostlarla daha çok karşılaşmaya başladım. Bir dostu ebediyete uğurlarken cemaat sanki sıra kendilerine gelmeyecekmiş gibi dünya işlerini konuşmaya devam ediyor.Farklı camilerden mevtaları uğurluyoruz ama benim yolum çoğunlukla Fatih Camisi’ne düşüyor. Son zamanlarda neredeyse haftada bir öğle veya ikindi namazında bir tanıdık ile yanında birkaç mümin ve mümineyi uğurluyoruz. Bana mı öyle geliyor bilemedim;cenaze namazlarında büyük çoğunlukla yaşlıları görüyorum tabii ki gençler oldukça az sayıda…

Ölüm gerçeği karşısında hepimizin boynu kıldan ince; zengin, fakir, güçlü, güçsüz, yaşlı, genç herkes er ya da geç ölümü tadacak. Ölümün ilmî ve manevî izahları vardır ama duygu olarak “ölümü” en iyi şairler anlatıyor. “Çok şükür öleceğiz” başlığımız da bir şaire ait. Ziya Osman Saba 1941 yılında yazdığı “Rabbim, Nihayet Sana” şiirinde ölümü şöyle açıklıyor:

“Rabbim nihayet sana itaat edeceğiz...

Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,

Belki bir gece vakti, belki gece yarısı,

Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz...

...

Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen........

© Diriliş Postası