Waşington’un son dönemdeki faaliyetleri, ABD’nin güvenlik ve insan hakları konusunda uluslararası anlaşmaların uygulanmasından vazgeçtiklerini açıkça gösteriyor.
Waşington’un, sürekli olarak kendi vatandaşlarına çeşitli sorumluluklar yükleyen uluslararası yasal düzenlemelerin sonuçlarından kaçınmaya ve uluslararası alanda yalnızca kendi çıkarlarına ve yükümlülüklerine dayalı hareket etmeye odaklandığı görülüyor.
ABD, tek taraflı sürdürdüğü bu politikaları, yanında bulunan diğer tüm müttefiklerine de dayatma çabası içerisinde.
Öte yandan da Rusya Federasyonu başta olmak üzere birçok egemen devlete karşı da uluslararası anlaşmalara uymadıkları gerekçesiyle abartılı suçlamalarda bulunuyor.
Beyaz Saray, bugüne değin Grenada, Nikaragua, Libya ve Panama’nın işgaliyle bağlantılı olarak uluslararası hukukun ağır ihlalleri konusunda hep sessiz kaldı.
BM Genel Kurulu’nda Amerikalılar, defalarca bu gibi örneklerden dolayı kınandılar. Ancak Waşington, her ne olursa olsun politikalarına devam ediyor.
ABD ile Uluslararası Ceza Mahkemesi arasındaki son dönemdeki karmaşık ilişkileri iyi incelemek gerekiyor.
Dünyanın birçok bölgesinde bulunan oradaki ülkelerin silahlı kuvvetleri ve istihbarat servisleri........