İnsan ve Allah

-Foto: Ara Güler, 1956-

İnsanın kendi çabaları sonucu elde edemediği ve değiştiremediği özellikleri vardır.

İnsan, köken olarak var oluş şeklini ve yöntemini değiştiremez, mesela biz Müslümanlar, topraktan geldiğimiz gerçeğini değiştiremeyiz.

Soyunun devamında, çoğalmasındaki yöntemi değiştiremez.

Aynı gökkubbe altında ve aynı arz üzerinde, aynı kökenden gelmelerine ve aynı üreme yöntemiyle var olmalarına rağmen farklı lisanlara ve renklere sahip olmaları, birbirlerini anlamak için farklı dilleri de öğrenme yetilerinin olması gerçeğini değiştiremez.

Ana dilleri ve ten renklerini değiştiremez.

Dinlenmek için gece uyuması, yaşamını sürdürebilmesi için gündüz çalışması gerektiği gerçeğini değiştiremezler.

Hayatına bir yıldırım etkisiyle düşen ölüm gerçeğinin ve tüm bu standartların tüm dünyada bütün insanlar için geçerli olması gerçeğini de değiştiremez.

Bahsettiğim bu değiştiremediğimiz evrensel gerçeklikler, aynı zamanda Rum Suresi 20 ve 25. ayetlerde Allah’ın varlığının kanıtları olarak sunulmuştur:

Allah'ın var olduğunun bir delili sizi topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra bir de baktınız ki, çoğalarak yeryüzüne dağılmış beşer topluluğusunuz.”

Onun var olduğunun diğer bir delili de; birbirinize ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp, aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesidir.

Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.

O’nun kanıtlarından biri de; gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasıdır. Kuşkusuz bunda bilenler için........

© Dikgazete.com