İbrahim Halil...

-"Lailahe İllallah, İbrahim Halilullah"; Kudüs-

İbrahim peygamber, ömrü boyunca yalnızdı.

Oğulları ona ihtiyarlığında verildi.

Musa'nın Harun'u vardı.

Yakub'un Yusuf'u.

İsa'nın havarileri.

Muhammed'in Ebubekr'i.

Ama İbrahim, hep tek başına idi.

Babası kovdu onu yanından. Harran'dan kovuldu. Ömrü, tek başına oradan oraya göçmekle geçti.

Belki de bu yüzden Rabbi, onu dost edindi.

Ömrünü yalnızca Rabbinin dostluğu ile geçirmeye alışmış biriydi İbrahim.
Son demlerinde ona bahşedilen İsmail ve ardından İshak, onu o kadar mutlu etmiş olmalı ki; “acaba Rabbimin dostluğunu ihmal mi ediyorum” diye düşünmüş olabilir. Ve bu düşünce, onu oğlunun yaşamını Rabbi için feda etmeye götürecek rüyalar görmesine sebep olmuş olabilir.

Bunlar muhtemeldir.

Fakat Allah’ın “dostum” dediği bir kulunu, “bakalım benim dostluğum mu yoksa evladının sevgisi mi daha fazla kıymetli” diye imtihan etmesi; “emrimden vazgeçtim” demesi, Allah’ın sünnetullahına uygun değildir.

Allah, “Hz. İbrahim'i bir deneyeyim, bakalım benim vahyim, sözlerim, emrim mi daha değerli yoksa........

© Dikgazete.com