Sayısalcılar hayattan anlamaz!..

Üstad, bütün yazılarınızı takip ediyorum… “Tek gerçek para oldu.” (*) makalenizi de okudum… “Parayla saadet olmaz” sözüne de karşı çıkmışsınız… Bana göre, olaya sayısalcıların baktığı noktadan bakmışsınız…

Sayısalcılar nereden bakarsa baksın, hayattan anlamazlar!..

Bu yüzden, aşkı, sevgiyi, şevkati, yardımı, vefayı, fedakarlığı, ilkeli olmayı, kısacası soyut güzellikleri önemsemezler… Onlar, rasyonel ve somut alanların sınırlarına bağımlı, sabit düşünce amelelerdir; yoruma hiç gelmezler ve de önemsemezler… Onlara göre 2x2=4 eder; aradaki hiçbir detay onları ilgilendirmez…

Neden, niçin, nasıl” gibi felsefik sorulara da kulak asmazlar… 2 rakamının nereden hangi şartlarda oluştuğu ve de 4 rakamının nelere sebep olduğu onları hiç ilgilendirmez… Sadece 2’nin varlığı ve 4 rakamının sonucunun belirlemesi onlar için kesin bir netice parametreleridir.

Helal 1 TL.nin, haram 3 TL.den daha iyi olması, materyalist anlayıştaki insanlara komik gelebilir…

Sayısalcıların çoğu roman da okuyamaz, daha doğrusu zaman ayırmazlar, bir nevi teknik kitaplar dışındaki bilgi ve yorumları hafife alırlar…

Kısacası roman okuyamazlar, çünkü romanlar kesin olmayan bilgiler ve yalanlarla doludur (!) O tür kitapları, faydasız ve zaman kaybı sanırlar…

Çok ilginçtir, hiç roman okumayan bir mühendis arkadaş, benim romanı (**), başucu kitabı yapmıştı ve defalarca okumuştu…

Bana -övgüyle- benim romanı anlattığında ona şimdiye kadar roman okumamasının büyük kayıp olduğunu söylemiştim… Bu teknik arkadaşıma, “nasıl ki benim kitap, düşünce ve duygularında bir değişikliğe veya gelişmeye yol açtıysa, diğer okumadığın kitapların da az veya çok duygu ve düşünce dünyanda büyük faydalar sağlayacaktır…” demiştim.

İnsanların okumadıkları kitaplar, onların hayatı tanımasına yarayacak tecrübe ve detaylarla doludur… Romanlar sayısalcıların bilmediği ve de hissetmediği atmosferi oluşturarak, kişinin olayları öğrenmesi dışında, duygu ve düşüncelerini de olgunlaştıran........

© Dikgazete.com