Bilecik’in Belokome ile ne ilgisi var?

Har.1: HGM 1944 tarihli Akşehir Paftası. Belokome, Anayol üzeri ve 972 rakımlı Koru Tepenin batısındaki kırmızı nokta civarı olmalıdır.

Bu makalenin amacı Belokome, Beroia, Plateia, Goloe, Aule vs. gibi bazı kentlerin yerleri hakkındadır. Zira Kemer Boğazı bölgesi ve Thrakesia temasında bu kentlerden Belokome için Bilecik, Beroia için ise Eski Zağra ve Selanik yakını olmak iki yer gösterilmektedir. Hâlbuki Belokome Gelendost-Yenice köyü, Goloe ile Aule, aynı yer ve Gelendost-Çaltı köyü civarı, Plateia ise Senirkent ovasında bulunmalıdır. Söğüt adı gibi Belokome adı da Kemer Boğazı bölgesinden taşınmış olabilir.

Açar Kelimeler: Belokome, Angelokomis, Plateia, Goloe, Aule, Thrakesia, Kemer Boğazı, Melangeia, Berbeniakon

Yaklaşık beş asır önce Göller Bölgesi’nde bir coğrafi değişim vukûbulmuş; Eğirdir ve Hoyran gölleri birleşmiş; iki göl arasındaki 15 km’lik ova, ırmak ve bu ırmak üzerindeki Yenice Köyü Köprüsü ve kentler sular altında kalmıştı. Bu kentlerin bulundukları yerlerle ilgili düşüncelerimizi, değişen coğrafyanın ışığında sırayla açıklamaya çalışalım:

Belokome için Bilecik denilmiştir ki, yanlıştır. Altta Pahimeris’in metninde zikredilen olaylar ve kentlerin hepsi, Kemer Boğazı bölgesi, yâni Asia eyaleti; Asia eyaleti içindeki Küçük Firikya ve Küçük Firikya içindeki Thrakesia [Trakya denilir] temasına yerleşmektedir. Kemer Boğazı bölgesindeki bir Belo adı, Senirkent ovasındaki Salice veya Sagouda [Söğüt] misalinde olduğu gibi, Türkmenlerle Bilecik tarafına taşınmış olabilir mi? Bu mümkündür, ancak Umar ve Nişanyan’ın dedikleri gibi Belo adının Bilecik adına dönüşmesi mümkün değildir. Ayrıca Bilecik, öz be öz Türkçedir. İznik-Eskişehir-Amorion yolu üzerindeki bu yerin adı, Belen-cik, Bel-cik adından dönüşmüş olmalıdır. Söğüt civarı Hüdavendigar iline tâbiyken, Bilecik’in Sultan-önü iline tâbi olması, Bilecik Türkmenlerinin, Eskişehir Türkmen’i olduğu anlaşılmaktadır ki, Bilecik adının kök olarak Türkçe olduğuna işaret eder. İznik-Eskişehir-Amorion [Uluborlu] yolunu veren el-İdrîsî [1100-65], Söğüt’ün eski adı için Bursa [Ramsay Batransia] derken, Bilecik’i demez. Bu da, Bilecik’in 1153’ten sonra ve Türkler tarafından bir derbent [belen] olarak kurulduğuna işaret edebilir.

“Türklerin boğazı geçip gemilerini terk ederek tehlikeye neden olmaları an meselesiydi. Boğazın Asya ırmağındaki her yere özgürce dağılıyor, istedikleri yerde ordugâh kuruyorlardı. [] Düşmanların kıyıdaki kalelere saldırmadığı bir gün dahi yoktu. [] Boğaz, aramızdaki tek sınırdı. [] Düşmanlar sadece Chele ve Astrabete’ye değil, Hieron kalesine de saldırmışlardı. [] İzmit açlık ve susuzluktan zayıf düşmüştü. İznik ise kıtlıktan sıkıntıya düştü. Bu devirde Belokomis, Angelokomis, Anagourdys, Platanea, Melangeia ve çevrelerinde yaşayan halk çekecekleri acıları bildiklerinden buralardan uzaklaşmışlardı. [] Herakleion ve Neankomis’ten İznik’e giden yol kapanmıştı. Kios’tan İznik’e giden geçiş ise şans eseri açık kalmıştı. []........

© Dikgazete.com